Modus ED SWT tedavisi penis eğriliği

Penis Eğriliği

Penis eğriliği olarak bilinen sorunun tıp dilinde adı Peyrionie’dir. İsmini hastalığı bulan kişi olan Gigot de La Peyronie’den alan bu hastalık penis içerisinde meydana gelen plak oluşumu nedeniyle penisin eğrilmesine neden olmaktadır. Penisin normal ereksiyon açısından sağa, sola aşağı ya da yukarı olacak şekilde farklı bir yöne doğru eğrilmesine Penis Eğriliği denmektedir. Ancak her penis eğriliği aynı zamanda Peyronie değildir. Bazı penis eğrilikleri doğuştan gelmektedir. Doğuştan penis eğrilikleri Peyronie arasındaki fark Peyronie hastalığında görülen semptomlardır. Genellikle Peyronie hastası olan kişilerden ağrılı ereksiyon görülmektedir. 

Peyronie hastalığının akut ve kronik evre olmak üzere iki evresi bulunmaktadır. İlk evrede hastalar zaman zaman ereksiyon halinde penislerinde ağrı hissederler. Ancak bu ağrı devamlı olarak görülmeyebilir. Ayrıca plak oluşumu da yine akut dönemde başlar. Bu dönemde bu hastalığının tanısının konarak tedavi sürecinin başlatılması önemlidir. Akut dönem yaklaşık olarak 18 ay sürebilmektedir. Akut dönemden sonra kronik dönem denilen dönem başlamaktadır. Bu dönemde penisteki ağrılar azalmakta veya tamamen kaybolmaktadır. Ancak penis eğriliğiyle birlikte bu dönemde peniste farklı şekil bozuklukları görülebilmektedir. En sık rastlanan şekil bozukluğu kum saati deformitesidir. Bunla beraber penis kısalması da Peyrionie hastalığının kronik döneminde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

Penis Eğriliği Neden olur?

Erkeklerde penis eğriliği özellikle 50’li yaşlardan sonra daha sık görülmektedir. Ancak hastalığın ortalama görülme yaşları 40-70 yaş arasıdır. Hastalığın nedeniyle ilgili tıp dünyasında net bir fikir birliği bulunmamaktadır. Ancak genel itibariyle genetik faktörler, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı, diyabet gibi bazı kronik hastalıklar ve cinsel ilişki esnasında meydana gelen travmaların bu hastalığın sebepleri arasında gösterilmektedir.

Bazı durumlarda cinsel birleşme sırasında peniste travmalar olabilmektedir. Bu travmaların zamanla penis eğriliğine neden olması da sık karşılaşılan Peyronie hastalığı sebeplerindendir. Travma soncu penis içerisinde meydana gelen kanlanmalar zamanla penis içerisinde plak oluşumuna sebep olmakta ve bu plaklanma penis eğriliğini doğurmaktadır. Özellikle yaşlı erkeklerde travmaların iyileşmesinin zaman alması penis eğriliğinin meydana gelmesinde öncü rol oynamaktadır.  

Penis Eğriliğinin Tedavisi

Penis eğriliğinin henüz oluşmadan Peyronie hastalığının akut döneminde teşhis edilmesi penis eğriliği tedavisi açısından oldukça önemlidir. Bu tip durumlarda çoğunlukla tedavi henüz penis eğriliği meydana gelmeden tamamlanabilmektedir. Bu yüzden ereksiyon halindeyken peniste ağrı hisseden ya da penis üzerinde anormal sertlikler tespit eden erkeklerin kısa zamanda bir uzman hekime muayene olmaları oldukça önemlidir. Peniste ağrı ya da penis üzerinde sertlikler olan erkeklerin tedavisine başlamadan önce hekimler tarafından hastalığın tam olarak teşhisi ve hangi aşamada olduğunu anlamak için detaylı tetkikler yapılmaktadır. Fiziksel kontrol, hastanın öyküsünün dinlenmesi, kan ve idrar tahlilleriyle ultrason görüntülemesi bu tetkiklerden bazılarıdır. Bu tetkiklerin tamamlanmasından sonra doktorlar hastanın durumuna göre bir tedavi planı oluşturmaktadır. Günümüzde en yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemi ED SWT Şok Dalga Tedavisidir.

Şok Dalga Tedavisinin Diğer Tedavi Yöntemlerinden Farkları Nelerdir?

Şok dalga Tedavisi hastanın sorunlu olan bölgesine düşük yoğunluklu ses dalgaları gönderilmesi yoluyla yapılan bir tedavidir. Peyronie hastalığının tedavisindeki amaç bu şok dalgaları yoluyla ağrının ve bölgedeki plaklanmanın giderilmesidir. Özellikle akut dönemde oldukça etkili bir yöntemdir. Bu tedavi yönteminin çok tercih edilmesinin sebebi diğer tedavi seçeneklerine göre hiçbir yan etkisinin olmaması, tedavi süresince hastanın normal hayatına devam edebilmesi, seanslar esnasında hastanın herhangi bir ağrı hissetmemesi ve tedavi sonucunda kalıcı çözümler sağlanmasıdır. ED SWT Şok Dalga Tedavisi her biri 15-20 dakika süren ve aralarında iki gün boşluk bırakılan seanslarla yapılmaktadır. Hastanın durumuna göre de yaklaşık 6 seanstan 24 seansa kadar doktor tarafından sürdürülebilmektedir.