Gut Hastalığı için Beslenme: Bilmeniz Gerekenler

Gut, ürik asit vücutta birikip eklemlerde kristaller oluşturarak iltihaplanma ve ağrıya neden olduğunda ortaya çıkan bir artrit türüdür. Beslenme açısından pek çok faktörle, özellikle de pürinlerle bağlantılıdır. Bu yazı, beslenme ve gut hastalığı hakkında bilinmesi gereken çoğu şeyi kapsamayı amaçlamaktadır.

İçerik:

Pürinler

Pürinler gut hastalığı ile en sık ilişkilendirilen diyet bileşenidir. Google’da “gut için beslenme” yazarsanız, çoğu makale düşük pürinli diyetin önemine odaklanacaktır. Bu kısmen mantıklı bir tavsiyedir, ancak daha derinlemesine araştırmaya değer.

Ürik asit, vücut pürinleri parçaladığında oluşur. Normalde atılır, ancak gut hastalığında normal seviyelerin ötesinde birikmeye devam eder. Gut hastalığına ürik asit birikimi neden oluyorsa, insanların neden pürin açısından zengin gıdaları sınırlamaya odaklandıkları mantıklıdır. Vücudumuzdaki pürinlerin yaklaşık üçte ikisi vücut içinde üretilir. Ortalama olarak üçte birinden biraz fazlası diyetten gelir. Bunun farkında olmak önemlidir çünkü bu, sıfır pürin tüketseniz bile vücudunuzda pürin üretilmeye devam edeceği anlamına gelir.

Pürinler vücudumuzda üretilse de, pürinlerin diyetle alımının bir rol oynadığı açıktır. Bir çalışmada, kısa vadede yüksek pürin alımının gut hastalığı olanlarda alevlenme riskini beş kat artırdığı bulunmuştur. Ancak pürin bakımından zengin sebzelerin yüksek miktarda alımının ürik asit üretiminde bir artışla ilişkilendirilmemiş olması işleri karmaşıklaştırmaktadır.

Süt ürünleri pürin içerir ve ürik asit seviyelerinde azalma ile de bağlantılıdır. Mekanizmaların ürik asit üretiminde ve iltihaplanmada azalma ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Pürinleri sınırlamak istiyorsanız, bu karmaşıktır çünkü hemen hemen her şeyde bulunurlar, sadece değişen derecelerde. Amaç sadece özellikle yüksek pürinli gıdaların alımını azaltmak olacaktır.

Ancak araştırmalar, sadece pürinlere odaklanmak yerine, hayvansal bazlı süt ürünü olmayan pürin kaynaklarını azaltmanın mantıklı olduğunu göstermektedir. Meyve, sebze ve süt ürünleri için pürinleri düşünmemek bile mantıklı olabilir.

Önerilen İçerik :   Ketojenik Diyet ile Kendini Keşfet!

Kilo Kaybı

Kilo vermek gut yönetimine yardımcı olabilir. Daha yüksek miktarda vücut yağına sahip olmak, ürik asit seviyelerinin yükselmesiyle bağlantılıdır. Ayrıca, gut ile de bağlantılı olan metabolik sendromla ilgili faktörlerin olasılığını da artırır. Hızlı bir şekilde kilo vermek gut atağı riskini artırabilir. Bunun nedeni, yağ kaybının kısa vadede ürik asit üretimini serbest bırakabilmesidir.

Eğer vermeniz gereken fazla kilonuz varsa, bunu kademeli olarak vermek istersiniz. Güvenli bir öneri, her hafta ortalama olarak vücut ağırlığının %0,5-1’ini hedeflemek olacaktır. Genel olarak yağ kaybı geniş bir konu olduğundan, özellikle bu konu üzerine yazılmış bir yazıya göz atmaya değer olabilir.

Protein

Proteinin kendisi gut yönetimi için zararlı değildir. Hayvansal bazlı, süt ürünü olmayan protein kaynakları daha yüksek ürik asit oluşum oranlarıyla bağlantılıdır. Ancak bunun spesifik olarak proteinle ilgili olması pek olası değildir ve daha çok bu gıdaların diğer yönleriyle ilgilidir.

Bu yoruma yönelik kanıtlar, yüksek proteinli bitki odaklı diyetlerin gut yönetiminde düşük proteinli bitki odaklı diyetlerden daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyan araştırmalar şeklinde bulunabilir. Sınırlandırılması gereken özellikle protein olsaydı, bu durum ortaya çıkmazdı. Hayvansal bazlı protein kaynaklarını azaltmaya ve bitkisel bazlı protein kaynaklarını artırmaya odaklanmak mantıklıdır.

Gut Hastalığı için Beslenme
Gut Hastalığı için Beslenme

Şeker

İnsülin direnci olanlarda yüksek şeker alımı serum ürik asit seviyelerini artırabilir. Özel olarak şekerin etkilerini genel olarak kalorilerin etkilerinden ayırmak zordur çünkü daha yüksek şeker alımı genellikle daha yüksek kalori alımı anlamına gelir. Bu aynı zamanda kalori alımı başına daha düşük mikro besin alımı anlamına da gelmektedir. Şeker alımı ister doğrudan gut hastalığına katkıda bulunsun, ister dolaylı olarak katkıda bulunsun, çoğu durumda ilave şekeri mümkün olduğunca sınırlamak mantıklıdır.

Önerilen İçerik :   Dental Implant Tedavisi Hakkında Bilgi

Vitaminler

C, D ve E vitaminleri potansiyel olarak ürik asit seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir. Çoğu epidemiyolojik araştırma, daha yüksek C vitamini alımı ile daha düşük ürik asit seviyeleri arasında bir bağlantı bulmuştur. C vitamini takviyesi yapılıyorsa, uzun bir süre boyunca yüksek dozda alınması konusunda dikkatli olunmalıdır. İnsanların doğal olarak gıdalarla aldığından çok daha fazla C vitamini takviyesinin ürik asit seviyelerini yükselttiği gösterilmiştir.

Düşük D vitamini seviyeleri de yüksek ürik asit seviyeleri ile bağlantılıdır. Artan D vitamini seviyeleri tipik olarak anti-enflamatuar ve antioksidan etkiye sahiptir, bu da bunu açıklayabilir. D vitamini eksikliğinin birçok dezavantajı vardır ve şaşırtıcı derecede yaygındır, bu nedenle ne olursa olsun ele alınmaya değer. E vitamini gut hastalarının eklemlerinde bulunan kristallerin büyümesini azaltmada rol oynayabilir. Takviyenin faydalı olup olmadığı belirsizdir, ancak diyetle daha fazla alımın kandaki ürik asidi azaltmaya yardımcı olduğu görülmektedir.

YORUMLAR

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir